14 Temmuz 2012 Cumartesi

Asetil – L – Karnitin (ALC)

ALC süt ürünleri ve ette az miktarda bulunan doğal bir bileşim. ALC hücrelerimizin içindeki yakıt üreticileri (mitokondria) üzerinde önemli rol oynuyor. Mitokondria’daki aksaklıklar kronik yorgunluk sendromunun bileşenidir. Kronik yorgunluk sendromu olan kişilerde ALC düzeyi ne kadar düşükse yorgunlukta o kadar fazladır. Kronik yorgunluk hastalarında beynin belirli bölgelerinde ALC miktarı da düşüyor. Bundan duygu durumu ve davranışı düzenleyen önemli nörotransmiterlerin üretimi etkilenebiliyor. L-Karnitin tabletlerinden/kapsüllerinden günde 3 kere Lida ile yemeklerden yarim saat önce 250-500 mg alınır. ALC ve Lida içeriği mitokondrianın performansını en üst düzeyde tutan etkin bir bileşik oluşturuyor. (Günde 2 kapsül L-Karnitin alınır.) DHEA vücutta stres hormonu kortizolun yapımını önler. İnsana enerji ve güç vermekle kalmaz, beyin fonksiyonlarını da iyileştirir. Gençleştirici DHEA hormonunun düzeyi yeterli krom (günde 200 mcg) alımıyla artırılır ya da DHEA tabletlerden günde 25 mg alınır. Hormon tabletleri alımı uzman hekimin kontrolü altında olmalıdır. DMAE: zamanla hücrelerimiz içinde ve hücreler arası boşluklarda metabolizma atıkları birikir. DMAE çöp nakli görevi yapar ve bu atıkları taşır. DMAE; diğer antioksidanlarla (A, C, E vitaminleri) birlikte serbest radikalleri zararsız hale getirir. Bu atıklara yağ oluşumları da dahil olduğundan Lida aldığınız sürece DMAE kullanmanız da önerilir. Zarar görmüş hücreleri tamir eder. Ciltte de kırışıklıkları frenler ve cildi zararlı dış etkenlere karşı korur. Karaciğeri korur ve güçlendirir. DMAE beynimizi genç tutar. Özellikle belirli maddelerle birlikte DMAE genç ve sağlıklı kalmada etkin rol oynar. Magnezyum, kalsiyum, B vitaminleri, demir, kolin ve nicotinamidle birlikte DMAE kombinasyonunun (vita gerin) üç ay boyunca günde bir kapsül alınması çok başarılı sonuçlar verir.

Taze Sebzelerin Faydaları

Parlak renkli sebzeler: Tabiat Ana’ nın antioksidan /anti iltihapsal ambarından bizlere sunduğu zayıflatıcı özel armağanlardır. Bu nedenle sofranızda her zaman farklı bir yer almayı hak ederler. En iyi seçenekler ORAC skalasında (her sebze ve meyvenin antioksidan değerlerini görmemizi sağlayan bilimsel bir ölçüm) en yüksek puanı almış durumdadır. Ispanak, brokoli, lahana ve kıvırcık lahana gibi renkli sebzeler, sindirimi kolay karbonhidratlardan az miktarda içerir. Lif açısından oldukça zengindir ve bol miktarda antioksidan ve diğer koruyucu fitokimyasal maddeleri içerirler. Amacımız sadece körü körüne Lida ile zayıflamak değil de dengeli ve sağlıklı beslenmek olmalı bizce. Bunu sağlayabilmek için de tabiat ananın nimetlerinden faydalanmalıyız. Bahsettiğimiz sebzeler, lif açısından çok zengindir ve bildiğimiz gibi lifler kendimizi daha hızlı ve daha uzun süre tok hissetmemizi sağlamalarının yanı sıra yediğimiz yemeklerdeki şeker ve nişastanın kan şekeri üzerindeki etkisini de düzenlerler. Bu çok önemlidir. Çünkü Minnesota Üniversitesi, Yiyecek Bilimi ve Beslenme Bölümü’ nün yürüttüğü bir çalışmaya ve Nutrition (Beslenme) dergisinin 2005 Mart sayısında yayınlanan bir makaleye göre, Amerika’daki yetişkinlerin aldığı ortalama lif miktarı, tavsiye edilen seviyelerin yarısından daha azdır. Ayrıca Atkins ve South Beach gibi düşük karbonhidratlı popüler diyetleri takip edenler arasında da tüketilen lif miktarı düşüktür. Bu durum hayati derecede önem taşımaktadır; çünkü bu çalışma bizim zaten bildiğimiz şeyleri belirtiyor: Diyetsel lif alımının obeziteyi önlediğine dair güçlü dayanaklarımız var. Mutlaka Lida kullanıcılarının lif bazlı besinlerden de faydalanmaları gerekiyor. Lida ile sağlıklı bir şekilde kilo vermek için her öğünde ve atıştırmamızda kaliteli proteinlerimiz ve “iyi” yağlarımızla beraber lif miktarı yönünden zenginleştirilmiş karbonhidratlarımızı da oluşturmalıyız. Çalışmalar, düzenli olarak toplam kalorisi, doymuş yağı ve işlenmiş karbonhidratları düşük, tam tahılları orta düzeyde ve sebze meyve açısından zengin bir diyeti takip edenlerin, sağlıkları yönünden uzun süreli yararlar gördüklerini ve kilolarını dert etmediklerini gösteriyor. Lida’ nın tok tutucu, yağ parçalayıcı özelliğini ve su ile tepkiyerek işleyen çalışma prensibini düşününce kulağa mantıklı geliyor. Az miktarda meyve ve sebze yiyenler için de bunun tam tersi geçerlidir. Bu insanların hepsinin BMI’ si (vücut kütle endeksi) yüksek idi. Daha önce de belirttiğimiz gibi, başarılı bir kilo verme programı, sadece yemememiz gerekenlerden ibaret değildir; kilo vermemize ve formumuzu korumamıza yardımcı olacağı kanıtlanmış, Lida gibi bol miktarda taze sebze ve meyve gibi yiyeceklerin tüketilmesi de aynı derecede önemlidir. Sağlıklı Zayıflamalar Dileriz.

Stres Kilo Almaya Nasıl Katkıda Bulunur ?

Kortizol, kavga ya da kaçma tepkisini üretmek için gerekli hızlı enerjiyi sağlamak üzere yağ ve karbonhidrat metabolizmasını uyarır, böylece yükselen kan şekeri düzeyine ayak uydurmak için insülin salınımı da uyarılmış olur. Kronik yüksek kortizol düzeyiyle beraber kronik strese de maruz kalırsak, bu durum kendimizi sürekli aç hissetmemize sebep olup aşırı yememize yol açabilir. Bu zayıflamak için ve özellikle Lida için sıkıntılı bir durumdur. Kortizol ayrıca kiloların birikeceği yerleri de etkiler. Aşırı kilolu olmayan kadınlar üzerinde akut ve kronik stres sırasında kortizol salınımının etkileri üzerine yapılan ilgi çekici bir araştırma Psychosomatic Medicine (Psikosomatik Tıp) dergisinde 2001′de yayınlandı. Çalışma, bu aşırı kortizol düzeyinin özellikle karın bölgesinde olmak üzere iç organlarla ilgili yağ birikimine katkıda bulunduğunu açıkça göstermiştir. Bildiğimiz gibi iki çeşit yağ vardır: subkütan (derialtında bulunan) ve visceral (karnımızda ve hayati organlarımızı çevreleyen). Bir kimsenin vücudundaki yağ, karın bölgesinde toplanmış ise (“merkezi obezite’ de denir). ciddi şekilde aşırı kilolu biri olmamasına rağmen bel bölgesinde aşırı derecede yağ birikir ve bu da Lida kullanımı yok ise kendini gösterir. Merkezi obezite; kalp hastalıkları, felç ve diyabet gibi sağlık sorunlarına ev sahipliği yapan bir sahne hazırlar. Sağlığa karşı olan ciddi tehdidinden dolayı “toksik yağ” olarak da adlandırılır. Geleneksel olarak, kadınlar kalça bölgelerinin büyüklükleri üzerine kaygılanırlar. Ancak iş total kilo alımına gelince, karın yerine kalça bölgesinden şişmanlamak, estetik açıdan olmasa da sağlık açısından, daha tercih edilebilirdir. Çalışmalar göstermektedir ki kiloları kalça bölgesinde biriken kadın (ve erkeklere) nazaran karın bölgesinde birikenlerde kortizol seviyeleri daha yüksek olmaktadır.